Kapat
Nasıl Mutlu Olunur

Bir ülkede yaşayan insanların refah seviyesi ve mutluluğu, o ülkenin GSYİH (Gayrisafi Yurt İçi Hasıla) ya da kişi başına düşen milli gelir gibi ekonomik verileriyle açıklanabilir mi? Yani şöyle diyelim; şu anda dünyanın ekonomik ve teknolojik anlamda süper gücü olduğunu düşündüğümüz ABD’nin vatandaşları dünyanın en mutlu insanları mıdır? Ya da makine gibi işleyen Almanlar, teknoloji devi Japonlar? Türkiye olarak çok imrendiğimiz Norveçliler ya da İsviçreliler mi dünyanın en mutlu insanları?

Yapılan anketlerin birçoğunda bu ülkelerin bir kısmı da üst sıralarda yer alıyor doğrudur. Ama zirvede onlar yok!

Sanırız bir ülkenin sadece ekonomik olarak büyümesinin o ülke vatandaşlarını daha mutlu etmediğine inanan birileri var ki bunu hesaplamak ve göstermek adına bir oluşum içine girmişler.

Yeni Ekonomi Vakfı yani NEF’in oluşturduğu The Happy Planet Index (Mutlu Gezegen Endeksi).

Aslında bu işi yapan farklı firmalar, anket şirketleri vs. var. Birçok kez haberlerde karşılaşmış olabilirsiniz. “Dünyanın en mutlu ülkeleri, en mutlu insanları gibi..” Ama bu HPI gerçekten diğerlerine göre çok farklı ve ayakları yere basan bir oluşum. Çünkü gidip insanlara sadece “Mutlu musunuz?” diye sormuyorlar.

Bu endeks dünyadaki herkes için sürdürülebilir refah seviyesini ölçüyor ve ulusların nasıl daha uzun, mutlu ve sürdürülebilir yaşamlar sağlayabileceğini göstermek için araştırmalarda bulunuyor.

Bunu inceleme yöntemleri ise 4 maddeden oluşuyor;

  • Maddi refah seviyesi
  • Yaşam süresi
  • Sonuçlardaki eşitsizlik. Yani uzun yaşayanlar mutlu yaşıyor mu, arada bir ilişki var mı konusu.
  • Ekolojik ayak izi. Yani bir ülke üretim yaparken gezegene ne kadar zarar veriyor? Ne kadar doğal kaynak harcıyor? Dünyayı hepimizin evi olarak düşünürsek, bu evde yaşayan diğer insanların hakkına ne kadar giriyor konusu.

Formülümüz basit..

Happy Planet Index

Gelişmiş ve ekonomik olarak çok büyüyen ülkeler, teknoloji anlamında dünyanın büyük bir kısmından daha iyi imkanlara sahip olmalarına rağmen bu zenginliği oluştururken ülkelerine, topraklarına, gezegenimize büyük zararlar veriyorlar. İhtiyacımız olan doğayı yok ediyorlar. Salınan zehirli gazlar yüzünden ozon tabakasının tehlike altında olduğu, okyanusların çöp yığınına dönüştüğü, ormanların son sürat yok edildiği haberleri hiç eksik olmuyor gündemden. Ayrıca bu ülkelerdeki insanların değeri saat başı ücret ile ölçülüyor. Modern kölelik diyebileceğimiz müthiş bir sistemle insanları sürekli işçi olarak kullanılıyorlar.

Ancak yılda bir defa yapabilecekleri tatille kazandıkları paranın harcanmasına izin veriliyor.

Servet döküp aldıkları arabalarını en çok ne için kullanıyorlar? İşe gitmek için..
En gösterişli takım elbiseleri ne zaman giyiliyor? İşe giderken.. İlginç..

Peki bu sahip olunan imkanlar nasıl üretildi? Nelerden vazgeçildi, nelerden feragat edildi?

Bunun bir önemi var mı? Yapılıp önümüze konmuş işte.. Değil mi?

Birinci öncelik insan ilişkileri, doğaya uyum, tüm canlılara saygı, merhamet, bağlılık, düşünme, üretme değil. Bütün olay ekonomik olarak kalkınmak. Ekonomik olarak büyürsek bizden iyisi yok!

Neden böyle bir şeye inanıyoruz ya da inandırıldık?
Eğer inandıysak neden sürekli “Nerede o eski bayramlar..” diye şikayet ediyoruz? 😀

Ne hikmetse yapılan hiçbir araştırmada ülkelerin zenginleştikçe vatandaşlarının daha mutlu olduğu verisi ortaya çıkmıyor.

Mutluluk Haritası

Yukarıdaki harita 2016 yılında yapılan en son araştırmanın sonuçları. The Happy Planet Index’in (HPI) yaptığı araştırmalar neticesinde yıllardır birinciliği kimseye kaptırmayan bir ülke var. Kosta Rika..

Buradaki esas mucize, Latin Amerika gibi iç karışıklıkları, isyanları, darbeleri, fakirliği, adaletsizliği bitmeyen bir coğrafyanın ortasında kurulu bir devlet Kosta Rika. Ne dünyanın en zengin devleti, ne de herkese kafa tutacak bir siyasi ya da teknolojik gücü var.
Nasıl oluyor da oluyor peki?

Gezi Hocası’nın dünya turunda en çok hayran kaldığı ülkelerin başında geliyor Kosta Rika. Dünyada burası kadar eğitime, sağlığa ve doğaya önem veren bir devlet daha var mıdır bilmiyoruz. Size bu ülkenin ne kadar özel olduğunu, bizzat şahit olduğumuz önemli özellikleriyle anlatmak istiyoruz.

Size mutluluğun resmini çizemeyiz ama rotasını gösterebiliriz..

100 yılı aşkın bir demokrasi kültürü var Kosta Rika’nın.
1800’lü yılların sonlarında, dünyadaki birçok ülke gibi Kosta Rika’nın komşu ülkeleri de kendi sınıflarını ve sınıf çıkarlarını ülkede egemen kılacak askeri liderleri veya toprak ağalarını devlet başkanı yapıyordu. Ama Kosta Rika halkı onlar gibi düşünmedi. Eğitime öncelik veren, sağlık sigortası sistemini iyileştiren, küçük köylere kadar ücretsiz sağlık ocakları kuran, su kaynaklarının temizliğini korumaya çabalayan mütevazı liderleri, öğretmenleri, eğitmenleri devlet başkanı yapmayı tercih etti.

Daha 1869 yılında çıkarılan bir kanunla ‘kız çocukları dahil’ ilkokul eğitimi zorunlu hale getirildi. Henüz 1930 yılına gelindiğinde bile Kosta Rika dünyanın okuma yazma oranı en yüksek ülkelerinden birisi oldu. Günümüzde ise ülkenin okuma yazma oranı yüzde 98.

1900’lü yılların başında bütün köylere temiz içme suyu ulaştırılarak çocuk ölümlerine karşı seferberlik başlatıldı. 1940’larda ise bugün dünyanın en başarılı uygulayıcılarından biri olduğu sosyal güvenlik sistemi kuruldu.

1961 yılında önemli bir adım daha atıldı. Bütün vatandaşları ve kalıcı göçmenleri sigortalı yapan kanun teklifi kabul edildi. Şu an bütün köylerinde bile ücretsiz hizmet veren sağlık ocakları o gün kurulmaya başlandı.

Kosta Rika Mavi Bölge

İşlenen bu politikalar sonucu 1970 yılına gelindiğinde ülkede 66 olan ortalama yaşam süresi 80 yıla çıktı. Kosta Rika sağlık sistemini hastalıkla mücadele üzerine değil, sağlığı koruma üzerine kurdu. Şifalı yaşam politikası hastalık oranını düşürdü, bu da ülkenin sağlık masraflarını azalttı. Sağlık sigortası sistemi, ülkedeki köylüden devlet memuruna kadar bütün vatandaşların her türlü ihtiyacını karşıladığı için kişilerdeki güven duygusunu yükseltip, toplumdaki genel kaygı düzeyini düşürdü.

Dönemin devlet başkanı Jose Figueres Ferrer, 1949 yılında devrim niteliğinde bir adım daha attı. “Kosta Rika’nın dünyada hiçbir devlete düşmanlık etmeye niyeti yok. Hiç kimseye tehdit oluşturmayacağız ve kimseyle savaşa da girmeyeceğiz” diyerek resmi orduyu kaldırdı. Devlet bütçesinden orduya ayrılan yüklü paranın tamamını sağlığa ve eğitime ayıracağını duyurdu. O gün bugündür Kosta Rika devletinin bir ordusu yok. Sadece şehirlerde asayiş faaliyeti yürüten bir polis teşkilatı var. İşin ilginç taraflarından biri de, şu anda Latin Amerika gibi çetelerin cirit attığı, suç oranlarının rekor kırdığı bir coğrafyanın suç oranı en düşük, en güvenilir ülkelerinden biri Kosta Rika. Ordulara sahip komşu ülkeleri yıllardır iç karışıklıkla, çatışmalarla, suç örgütleriyle boğuşurken Kosta Rika istikrarlı bir şekilde demokrasisini sürdürmeye devam ettiriyordu. 1987 yılında dönemin Kosta Rika devlet başkanı Oscar Arias bu durumu şöyle özetliyor, “Bu tehditlerin olmaması tankımız topumuz olmadığı için değil, aç, okuma yazma bilmeyen, işsiz ve evsiz insanımızın sayısı çok az olduğu içindir.’’

Kosta Rika Devlet Başkanı

Kosta Rika’nın durmaya niyeti yok..

Şu anki (2021) devlet başkanı Carlos Alvarado Quesada, ülkenin fosil yakıttan elde edilen enerji tüketimini 2021 itibarı ile tamamen sona erdirmeye karar verdiğini açıkladı. Yani, Kosta Rika’da 2021 yılından itibaren enerji için petrol ürünleri, kömür ve doğalgaz kullanmak tamamen yasaklanıyor.

Ülke 2017’de yıllık elektriğinin yüzde 99’unu yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etti. 2021’den sonra ülkede benzin, mazot veya dizel ile çalışan tek bir araç bile kalmayacak. Kosta Rika’nın atmosfere karbon salınımı sıfıra inecek.

Ülkedeki aydınlar, eğitmenler köylere kadar gidip ücretsiz seminerler veriyorlar.

Kosta Rika, Latin Amerika’da basın özgürlüğüne sahip ülkeler sıralamasında ilk sırada, dünyada ise ilk 10’da yer alıyor.

Bitmedi..

Kosta Rika’da evlenmek istiyorsanız 6 haftalık bir evlilik kursuna gitmeniz gerek. Yeterli görülene kadar evliliğinizi ertelemek durumundasınız. Evlendiniz ve anne/baba olmak mı istiyorsunuz? Çocuğunuza bilinçli bir ebeveyn olmak için yine kursa gidip eğitim alacaksınız.

İlkokul çağındaki çocukların çoğu dersi doğa içerisinde yapılıyor. Çocuklar matematiği ağaç, çiçek, böcek sayarak öğreniyor. Ayrıca ilkokuldan mezun olabilmenin bir şartı var. Okul bitene kadar size verilen kota sayısınca ağaç dikmek zorundasınız!

Kosta Rika Nasıl Bir Yer?

Kosta Rika’nın Karayipler dahil, 1300 km.’ye yakın kıyı şeridi olduğu halde turizm gelişsin diye asla sahillerini betonlaştırmamışlar. (Çok yanlış! Hemen Türkiye’ye gelip betonlaşma konusunda eğitim almaları gerekiyor!). Ülkenin yaklaşık yüzde 30’u koruma altındaki milli park statüsünde. Ağaç kesmek de yasak, beton binalar dikmek de..

2012 yılından itibaren avcılık da yasaklandı. Yabani hayvanları yaşam alanlarından çıkarmak veya evcil hale getirmenin yasaklanmasıyla hayvanat bahçeleri de kapatıldı.

Kosta Rika şu anda dünyanın metrekare başına en fazla canlı çeşitliliğine sahip ülkesi. Ülkenin yüz ölçümünün dünyada kapladığı alan 0,03 iken sahip olduğu biyolojik çeşitlilik yüzde 6. Bu inanılmaz yüksek bir oran. Yüz binlerce çeşit hayvan türü demek. Dünyadaki kelebeklerin yüzde 10’u Kosta Rika’da uçuyor. Kağıt paralarında bile ülkenin değerli hayvan türlerinin resimleri yer alıyor.

Kosta Rika halkının bir hayat felsefesi vardır.. Pura Vida..

Anlamı pür yani saf ve basit yaşam. Yavaş yavaş, tadını çıkartarak, hiçbir şeyi kafaya fazla takmadan, kimseyle kavga etmeden..

Yarın ne olacak kaygısı gütmeden, tasasız, sahip olduklarından tatminkar, sahip olmadıklarına ihtiyaç hissetmeyen bir yaşam Pura Vida..

Az eşya, az ihtiyaç, çok deneyim..

Kosta Rika'ya Yerleşmek

Farklı nesillerdeki bütün aile bireyleri birbirine çok yakın yaşıyor ve sıkça görüşüyorlar. Baba, dede, torun arasında zıtlaşma, inatlaşma kültürü yok. Komşuluk ve sosyal çevre çok önemli.

Pura Vida felsefesinin bir başka katkısı da aktif günlük yaşam. İnsanlar araçlarda saatlerce vakit geçirmiyor, yürüyorlar. Çoğu işine yürüyerek gidiyor. Birçoğu tarım ve toprakla saatler geçiriyor. Böyle olunca da organik ve sağlıklı besleniyorlar.

Dünyada yaşam süresinin en uzun olduğu beş özel bölge var. Mavi Bölge denilen bu yerlerden birisi de Kosta Rika’nın Nicoya Yarımadası. Nicoyalılar 90 yaşına kadar bile doğru düzgün sağlık sorunları ile uğraşmıyorlar. Bu bölgenin insanları baklagiller ve mısır başta olmak üzere sebze-meyve ağırlıklı besleniyor ve fazla yemiyor, midelerini hiçbir zaman tam doldurmuyorlar. İşlenmiş gıdalarla işleri yok. Et ve şeker tüketimleri az. İçme suları mineral zengini ve çok temiz. 90 yaş üstü nüfusta bile kemik kırılması vakaları düşük.

Zaten Nicoyalılar’ın yaşadıkları şu bölgeyi görünce bile insanın ölesi gelmez.

Kosta Rika Nicoya Yarımadası

Bize kalırsa Kosta Rika’yı sabaha kadar övmeye devam edebiliriz. Ama nazar değmesin diye burada nokta koyalım. Yakın dostlarımıza ziyaret etmeleri hatta gidip bir süre yaşamaları için en çok tavsiye ettiğimiz ülkelerden biri Kosta Rika.

KOSTA RİKA GEZİ REHBERİ VE GEZİLECEK YERLER (TIKLAYIN)

Ömür kısa..
Biraz risk, biraz cesaret..
Ama maalesef kendileri ya Mecidiyeköy’de ellerindeki telefonda Yandex trafik uygulamasıyla köprü trafiğini hesaplayarak günlerini geçirmeye devam ediyorlar ya da “Ben Etiler gibi elit bir semtte oturuyorum, kimse beni buradan çıkartamaz” diye kendilerini avutuyorlar.

Hayırlısı diyelim..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir