Kapat
mardinin meshur yerleri

Mardin, tarihi dokuzu, kültürel çeşirtliliği bakımından ülkemizin en önemli hazinelerinden biridir. Türkiye’de gezilecek tarihi şehirler deyince ilk akla gelen on şehirden biri diyebiliriz. Mardin’in meşhur yerlerine gelmeden önce dilerseniz kısaca şehrin tarihine değinelim.

Bölgede yapılan kazılarda çıkan sonuçlar, Mardin’in tarihinin M.Ö 4500’lere kadar uzandığını göstermektedir. Kent sırasıyla Subari, Hurri, Sümer, Akad, Hitit, Asur, İskit, Babil, Pers, Makedonya, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı Devletlerinin egemenliğinde kalmıştır.

Sevgi ve hoşgörü kenti olan Mardin’de Müslüman, Süryani, Ermeni, Yezidi, Yahudi, Kürt, Arap halkları bir arada barış ve kardeşlik çerçevesinde yaşamayı bilmişlerdir. Adını Süryanice kaleler kenti anlamına gelen “Marde”den alan kent, verimli Mezopotamya ovasının ortasında yükselmektedir. Artuklular Devletine başkentlik yapan kent İpek Yolunun geçtiği yerde, korunaklı ve su bakımından zengin bir tepeye kurulmuştur.

mardin gezilecek yerler

Bir Müslüman kentinde, kentin ana ekseni belirlenirken cami ile çarşı baz alınır. Fakat Mardin’de kentin ana eksenin mahallelerdeki kuyu ve pınarlar belirlemiştir. Artuklu Devleti cami ve medrese gibi binalar yaparken pınar ve kuyuların olduğu yerleri dikkate almışlardır. Mardin mahallelerinin bu özelliğini kanıtlayan güzel bir örnek Zarraka mahallesidir. Zarraka Arapçada “kör kuyu” anlamına gelir.

Kentin bir iç bir de dış suru vardır. İç sur bugün askeri bölge içinde kalmıştır. Şehre giriş kapısı 4 tanedir. Bunlar Diyarbakır Kapı, Savur Kapı, Urfa Kapı ve Musul Kapıdır. Bu kapılardan bugün işlev gören kapılar Diyarbakır ve Savur Kapılarıdır. Diyarbakır Kapıdan kentin ana caddesi Cumhuriyet Caddesine ulaşılır.

Mardin’in Şehir Mimarisi

Mardin mimarisinde yapı cephesi güneye dönüktür ve bu kısım oldukça süslüdür. Mardin mimarisinin diğer bir özelliği de yapının destek duvarları kare prizmaya yakındır ve üstü ise kör kemer ya da yarım kubbe ile örtülür. Ayrıca şehrin binaları kademe kademe beş kat üzerinde yükselir. Bir evin damı diğer evin terası şeklindedir.

mardinin meshur yerleri

Mardin’in dikkat çeken diğer bir mimari öğesi abbaralardır. Abbaralar sivri, basık ya da yuvarlak kemerli olabilirler. Örgü sistemini ise beşik tonoz ya da çapraz tonoz oluşturmaktadır. Ortak kullanım alanları ile özel kullanım alanları arasında adeta bir ara kesit oluşturan Abbaraların alt kısmı kamuya üst kısmı mülk sahibine aittir. Bu sokaklar arası geçitler oldukça dikkat çekici bir görselliğe sahiptir.

Mardin Kaleleri

Mardin sınırları içinde çok sayıda kale kalıntısı vardır. Farklı kültür ve dönemlerde yapılmış kaleleri listeleyecek olursak:

  • Mardin Kalesi,
  • Fatih Kalesi,
  • Rabat Kalesi,
  • Marin-Merdis Kalesi,
  • Aznavur Kalesi

mardin kalesi

Mardin kentinin bulunduğu sırtın tepe noktasında yer alan kale; 975-976’da Hamdaniler döneminde yaptırıldığı sanılmaktadır. Kent, bu kalenin yanı sıra güçlü surlarla çevriliydi. Ortaçağ’da güçlü savunmasıyla ünlü olan kaleden günümüze çok az kalıntı ulaşmıştır. Akkoyunlular döneminde onarılan yapının batısında evler; doğusunda bir konak yada saray, muhafız kışlası ve bir cami bulunuyordu. Ayrıca sarnıçlar ve bir hamam vardı. Tek giriş olan güneyindeki kapı üzerinde Akkoyunlular’ın yaptırdığı bir burç yükselmektedir. Kale dışında da bayındır, kalabalık Mardin kenti uzanmaktadır. İbni Şeddat‘a göre kent surlarının altı kapısı vardı, bunların en önemlileri Muş ve Savur kapılarıydı.

Mardin’in Kutsal Mekanları

Mardin’de hem Müslümanlara hem de Hristiyanlara ait ibadethanelerin sayısı fazladır. Türk-İslam medeniyetine ait eserleri sıralayacak olursak:

  • Şeyh Çabuk Cami
  • Hamit Cami
  • Şeyh Mahmud Türki (Şeyh Ali) Cami
  • Ulu Cami (Cami-i Kebir)
  • Abdüllatif (Latifiye) Cami
  • Şehidiye Cami ve Medresesi (Artuklu eserleri)
  • Eminüddin Külliyesi
  • Sıttı Radviyye (Hatuniye) Medresesi
  • Kasımiye Medresesi (Artuklu eseleri)

 

Mardin’de Hristiyan kültürüne ait dini yapılar:

  • Mardin Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhanesi (müze olarak kullanılmaktadır),
  • Mor Mihayel Kilisesi
  • Burç Manastırı (185’te yapılmıştır),
  • Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi,
  • Mor Petrus ve Pavlus Kilisesi,
  • Mor Yusuf Kilisesi (Surp Hovsep),
  • İzozoel Kilisesi,
  • Hammara Manastırı,
  • Deyrülzeferan Manastırı

 

Mardin Ulu Cami

12.yy’a tarihlenen Ulu Cami Artuklu yapısıdır. Ulu Cami Mahallesinde yer alan cami enine planlı, minaresi tek ve kuzeydoğu uçtadır. Kuzeybatı uçta da bir minaresi olduğu fakat Timur istilası sırasında yıkıldığı söylenmektedir.

mardin ulu cami

Bugün ayakta kalan minarenin duvarında Ayet-el Kürsü ve Kuran-ı Kerim’den ayetler yer almaktadır. Caminin mihrap süslemeleri üzüm, kiraz ve badem figürlerinden oluşmaktadır. Mardin ve çevresinde bu ürünler, yetiştirilip kervanlara satılan malzemelerdir. Mardin’de hemen hemen bütün binalarda bu ürünler süsleme olarak kullanılmıştır.

Mardin Dara Antik Kenti

Mezopotamya’nın ünlü şehri Dara, Mardin-Nusaybin karayolu üzerinde Mardin’e yakşalık 30 km uzaklıkta yer alır. M.Ö 500’lü yıllarında inşa edilen kentin su sarnıçları, depoları, kilisesi, köprüsü ve yeraltı yerleşimi günümüze kadar gelebilmiştir.

mardin dara antik kenti

Bir garnizon merkezi olan Dara Sasani, Roma ve Partlar arasında el değiştirmiştir. 15.yy’da ise Osmanlı topraklarına katıldığı bilinmektedir. Yerleşimi hala köy aşamasında olan Dara’da bir takım kayalıklar, taş ocakları ve Roma garnizon surları günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. Kentin zindan olarak adlandırılan yapısı oldukça dikkat çekicidir.

Asıl şehir yaklaşık 4km’lik surlarla çevrilidir. Surun biri kuzeye diğeri güneye açılan iki kapısı vardır. Kentin iç kalesi şehrin kuzeyinde 50m yükseklikte kurulmuştur. Bugün bu tepede köy sakinlerinin evleri mevcuttur.

Mardin Dara Zerdüşt Tapınağı

Zerdüşt Tapınağı ateşe tapanların ibadet alanıdır. Zerdüştlerin iyilik tanırı Ahura Mazda, kötülük tanrısı ise Ahura Manyu’dur.

Burası bir kaya tapınağıdır, önünde ise bir açık hava tapınağı vardır ve dıştan taşlarla sınırlandırılmıştır. Yapı duvarında oturur vaziyette iki insan yer alır. İnsanlar hayat ağacının yanında, sağda ise Ahura Mazda ateşi yakmış olarak görülmektedir. Ateşe tapanların kültünde ateşin sönmemesi esastır. Bu inanışta rahiplerin ateşin içinden çıkması gereklidir. Yapının yukarısındaki basamaklar ise büyük ihtimalle rahiplerin ateşin içinden atlayıp çıktıkları yerlerdi.

Mardin Deyrulzafaran Manastırı

Mardin’in yaklaşık 4 km doğusundaki 3 katlı Dar-ul Zaferan Manastırının yapımına 5.yy’da başlanmış, farklı zamanlardaki eklemelerle bugünkü halini almıştır. Manastır milattan önce güneş tapınağı olan yerin üzerine kurulmuştur.

Mardin Deyrulzafaran manastiri

Güneş tapınağı manastırın güneydoğu cephesinde yer alır. Tavanı geometrik taşlardan sıkıştırma yöntemi ile yapılmıştır. Taşların arasında harç, kum, kireç gibi malzemeler yoktur. Tamamen kilit sistemi ile ayakta durmaktadır.

Dar-ul Zaferan Safran Manastırı anlamına gelmektedir. Bu ismi alması konusunda iki rivayet vardır. Birincisi safran manastırın etrafında yetişiyordu. O yüzden bu isim verilmişti. İkincisi ise manastırın inşasında harcına safran karıştırılmıştır.

Yapının kubbeleri, kemerli sütunları ve ahşap el işlemeleri dikkat çekicidir. Süryani cemaatinin önemli bir merkezi olan manastırda, bölgeye ilk matbaayı getiren 4.Petrus patriklik yapmıştır. Matbaadan kalan parçaların bir kısmı manastırda bir kısmı da Kırklar Kilisesindedir.

Azizler Evi

Kilisenin güneydoğu cephesindeki kubbeli bina Azizler Evi olarak adlandırılan yapıdır. Burada bulunan 7 nişten 4 tanesi metropolitlere, 3 tanesi patriklere ait mezarlardır. Sandalyeye oturur vaziyette ayinde giyindikleri elbiselerle birlikte mezarların içine yerleştirilen cesetler zamanla çürüyüp kemikleri kaldığında, kemikler bir tarafa alınıp bir diğer ceset yerleştiriliyor. Buradaki 7 niş içinde 152 tane metropolit ve patrik vardır.

İç mekanda bulunan taş motiflerde vazo ve üzüm salkımları figürü, yarım daire nişlerin içinde ise deniz kabuğu süslemeleri dikkat çekicidir. Giriş kapısının üstündeki yunuslarla çevrelenmiş haç işareti bu yapının bir zamanlar buranın tıp okulu olarak faaliyet gösterdiğini düşündürmektedir.

Mor Hananyo Kilisesi (Kubbeli Kilise)

Bizans Devrinde 491-518 yılları arasında yapılan kilisenin dış cephesinde çeşitli hayvan figürleri, iç duvarlarında ise bugün sadece az bir kısmı günümüze ulaşan Kutsal Kitap hikâyelerinin freskleri yer almaktadır.

Kuzey ve güneydeki apsislerde yer alan kduşkudşinler (ayin eşyalarının durduğu yer) ahşaptandır. Orta apsisteki kduşkudşin yanmış sadece iki sütunu kalmıştır. Bugünkü kduşkudşinler sarı kesme taştan inşa edilmiştir. Kilisenin kuzeydeki kürsüsü ceviz ağacındandır ve patrikler kullanır. Güneyindeki kürsü fil dişindendir ve metropolite aittir.

Meryem Ana Kilisesi

Yılda bir kere 15 Ağustos Meryem Ana gününde kullanılan kilise diğer günlerde vaftiz törenlerinin yapıldığı yer olarak faaliyet göstermektedir. Manastırın ilk kilisesi olarak kabul edilen yapı 153 metrekarelik bir alan sahiptir. Vaftiz küveti sekizgen olup 1600 yıllıktır. Kilisenin el işi 3 kduşkudşini ve 3 ahşap kapısı 1699 tarihlidir. Kapı üzerinde Davut Peygamberin mezmurlarından mısralar Süryanice yazılmıştır.

Mardin Kasımiye Medresesi

Artuklular zamanında 14.yy’da yapımına başlanan Kasımiye Medresesi Akkoyunlular zamanında bitirilmiştir. Üç tarafı medrese, bir yanı boş olan medresenin planı at nalı şeklindedir. Bina güneş enerjisinden ve gün ışığından daha fazla yararlanmak için güneye dönük yapılmıştır. Şehir surlarının dışında bulunan medresede Şafi öğretisi yapılıyordu. İki katlı medresenin kubbesi nebula (döner tarzda) şeklindedir. Bu da burada astronomik bilimlerin de öğretildiğini kanıtlamaktadır.

kasimiye medresesi

Medrese içindeki cami mihrap önü kubbeli, mukarnaslı tromplar üzerinde yükselmektedir. Kubbe altında bulunan nişler aydınlatma için yakılan kandilleri koymak için tasarlanmış olduğu düşünülmektedir. Mihrap oldukça sadedir ve kalkerden yapılmıştır.

İstiridye desenli trompların üzerinde yükselen, bir kubbesi olan yer ise Hanefi Camidir. Medrese içinde bulunan türbe Akkoyunlu Hükümdarı Sultan Cihangir’in oğlu ya da kardeşi Kasım Bey’e aittir. Yapıda iki cami ve türbeden başka ders odaları ve öğrenci odaları yer alır.

Medresenin ortasında bir havuz yer alır. Havuzdan akan suyun tasavvufi bir açıklaması vardır. Suyun akışı insanın doğumundan ölümüne kadar ki yaşamını anlatmaktadır. Suyun duvardan çıktığı delik ana karnı ve doğumu, suyun ilk döküldüğü küçük havuz bebekliği, uzanan geniş kanal gençliği, dar kanal ise yaşlılığı simgelemektedir. Suyun döküldüğü havuz ise mahşer yeridir.

Germi Ab Kaplıcaları

Kentin önemli termal merkezi olan kaplıca adını sıcak su anlamına gelen Germi Ab’dan almıştır. Mardin Dargeçit ilçesi sınırlarında Dicle Nehri kıyısında bulunan Germi Ab Kaplıcası bir mağara içinden kaynamaktadır. Kaplıcanın kükürt içeren suyunun karaciğer, deri ve bağırsak hastalıkları ile romatizmal hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir.

Mardin’e yolunuz düşerse kaplıcanın sıcak su havuzuna girip vücudunuzu dinlendirebilir, şifa veren suyundan faydalanabilirsiniz.

Dunaysır Kızıltepe Ulu Cami

Artuklular devrinde, 1184 yılında inşasına başlanan Kızıltepe Ulu Cami ancak 1230-1239 yıllarında bitirilmiştir. Yapı üç sahınlı, mihrap önü kubbeli ve dikdörtgen planlıdır.

Kiziltepe ulu cami

Caminin iç kısmı, mihrap önü ve duvarları oyma yazılı işlemelerle süslüdür. Caminin minaresi yoktur. Bu durumun Timur’un istilasının sonucu olduğu düşünülmektedir. Artuklular devrinde buraya Koçhisar adı verilmekteydi. Sonrasında Kızıltepe isminin verilmesinin nedeni burası gül yetiştiriciliğinin yapıldığı yerdi, gül ve gül yağı burada üretilirdi. Artuklu Devletinin sivil başkenti Mardin, askeri başkenti Kızıltepe’dir. Dolayısı ile burada da bir Ulu cami inşa edilmiştir.

KIZILTEPE GEZİLECEK YERLER (TIKLAYIN)

Midyat Saat Kulesi

Mardin’in Midyat ilçesinde ilçe merkezinin en işlek noktasında bulunan saat kulesi ilçenin simgesi durumundadır. İlçenin tarihi yapısına uygun bir şekilde Midyat taşı denilen özel bir taşla yapılmıştır. Saat kulesinin üzerindeki işlemeler ve duvar üzerinde bulunan cami motifi ise sanatsal bakış açısıyla saat kulesini öne çıkarmaktadır.

 

Saat kulesinin etrafında ise farklı zanaatların ortaya konduğu ve bunlarla ilgili ürünlerin satışının yapıldığı çarşı bulunuyor. Buradan da hediyelik eşya vb. hatıra olarak alabilirsiniz. Saat kulesi zaman içerisinde çeşitli zararlara uğramış olsa da ilçenin simgesi durumunda olduğundan hemen onarılıp turizme rahatlıkla kazandırılmıştır.

Mardin Sakıp Sabancı Kent Müzesi

Mardin2in en önemli müzelerinden olan Sakıp Sabancı Kent Müzesi Mardin tarihine tanıklık etmek isteyenler için farklı bir alternatif sunuyor. Müze kart ile ücretsiz gezilebilen müzeye öğrenci girişi 10 TL, yetişkin girişi ise 15 TL olarak ücretlendiriliyor. Modern anlamda Mardin’in en önemli müzesi olma özelliğini taşıyan yapı Mardin’in kadim tarihinden geleceğe aktarılan kültürü güzel bir şekilde aktarıyor.

El sanatları, unutulmaya yüz tutmuş meslekler, ibadet alışkanlıkları, sosyal ve kültürel yaşamla ilgili objeler müzede başarıyla sergileniyor. Mardin’in Artuklu ilçesinde yer alan müzede zaman zaman çeşitli sergiler düzenleniyor. Düzenlenen bu sergiler ve müzenin kendisi hem çevre illerden hem de Türkiye’nin her noktasında onlarca ziyaretçi ağırlıyor.

Mardin Revaklı/Tellallar Çarşı

Mardin’in tarihi yapıları o kadar çok ki hepsini listeye almaya çalışsak bu liste uzar gider. Ancak bazıları var ki mutlaka bu listede bulunması gerekiyor. Revaklı çarşı da bunlardan biri. Tellallar çarşısı olarak da bilinen tarihi yapının geçmişi 17. Yüzyıla kadar dayandığı tahmin ediliyor. Tarihi çarşının herhangi bir kitabesi bulunmadığından tam olarak ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinemiyor.

Yapımında özel kesme taşlar kullanılmış ve çarşının iki tarafında revaklar yer alıyor. İki yönlü dükkanların olduğu ve ortası boş olarak planlanmış çarşıda birçok zanaat ustası sanatını icra ediyor ve bu ürünlerin satışını yapıyor. Ayrıca çarşıdaki dükkanlarda yer alan rengarenk süslemeler de farklı bir hava katıyor.  Mardin şehir merkezi gezilirken Revaklı çarşının da kesinlikle görülmesi gerekiyor.

Beyazsu Irmağı

Mardin’in can suyu olarak adlandırılan Beyazsu Mardin’in içme suyunun büyük bölümünü karşılıyor. Midyat-Nusaybin yolu üzerinde yer alan bölge Güneydoğunun bütün kuraklığına inat oldukça yeşil ve ferah bir alan olarak dikkat çekiyor. Doğal kaynak suyu olarak yerden kaynayan akarsu Mardin2le birlikte birçok ilçesine de hayat kaynağı olmuş durumda.

Akarsu boyunca birçok alabalık tesisinden faydalanmak mümkün oluyor. Ayrıca özellikle ahşaptan yapılmış çardaklarda serin suyun tadını çıkarmak oldukça keyifli oluyor. Henüz turizm amaçlı istenilen ölçüde değerlendirilemese de Mardin halkının mesire alanı olarak en çok tercih ettiği noktalardan biri Beyazsu oluyor.

Turabdin Platosu

Mardin’in en görkemli noktalarından biri olan Turabdin platosu şehir merkezine 30 km mesafede yer alıyor. Görselliği ve manzarasıyla dikkat çeken bölgenin tarihi çok eskilere dayanıyor. Süryanilerden kalma birçok tarihi, ev ve yapıya ev sahipliği yapan bölge Mezopotamya ovasının alabildiğine uzandığı harika bir manzara içeriyor. Tarihi taş yapıların arka tarafı dağlık bir bölgeyken önü ise Mezopotamya ovasının düzlüğüdür. Yıllar boyu bölgede birçok keşiş ve din adamı yaşadığından ören yeri olarak da biliniyor.

Mor Gabriel Manastırı

Turabdin platosu

 

Bu bağlamda özellikle yabancı turistler bölgeye büyük ilgi gösteriyor. Manastırlar, tarihi kiliseler, çeşitli ibadet noktaları yıl boyu birçok yabancı turist ağırlıyor. Özellikle bölgede yer alan Mor Gabriel Manastırı ziyaretçilerin uğrak noktası oluyor.

 

Mor Gabriel Manastiri

Mersin’in (İçel) Tarsus Kleopatra Kapısı

Mersin’in (İçel) Tarsus ilçesinde bulunan Kleopatra Kapısı kentin surlarından geriye kalan tek kalıntıdır. M.Ö 30 yıllarında Marcus Antonius ve Cleopatra’nın buluşmalarında kullandıkları kapı olması nedeniyle bir zafer takı şeklindedir. Halkın kullandığı kapı ise hemen yanında yer alıyordu. Kapının yapımında kesme taş ve horosan harcı kullanılmıştır. Sur kapılarından biri olan Kleopatra Kapısı yuvarlak kemerli olup 617 metre yüksekliğindedir.

Roma dönemi yapısı olan Kleopatra Kapısı aynı zamanda dünya sanat tarihinde Helenistik çağın sonu Klasik çağın başlangıcı kabul edilir. Deniz Kapısı adı ile de bilinen kapı yapılan restorasyonlarla bugün orijinalliğini yitirmiş durumdadır.

Mardin Mağaraları

Mardin mağaralar açısından zengin bir ilimizdir. Mardin’e gittiğinizde gezebileceğiniz mağaralardan biri İplik Mağarasıdır. Mardin’in Saraçhane mahallesinde bulunan İplik Mağarası birbiri içine geçmiş 60 tane mağaradan oluşmaktadır. Mağara eski dönemlerde iplik imalathanesi olarak kullanılmıştır.

Görülebilecek bir diğer mağara da Mardin Mazıdağı ilçesine 30 km uzaklıkta bulunan Gümüşova Mağarasıdır. Mağara içerisindeki kalıntılar ve giriş kapısı üzerindeki iki adet mühür bu mağaranın Bizans döneminde kullanıldığını kanıtlamaktadır.

İçerisinde yeraltı gölü barındıran Deniz Mağarası ise Mardin’in Derik ilçesine bağlı Buhur Köyündedir. Mardin Midyat’ta bulunan, suyunun kaşıntılara iyi geldiğine inanılan Linyevri Şifa Mağarası da görülebilecek bir diğer doğal güzelliktir.

Bunlar dışında Mardin’de Şakolin ve Firiye, Hanok (Cin), Kefilsannur, Şenköy Kefilmelep, Kefilmardin, Hapisnas, Tınat, Kıllıt, Hanika, Salah, Hessinmeryem, Sercahan, Gümüşyuva, Avrıhan, Derinsu, Dırkıp, Haramiye Mağaraları vardır.

Mardin Doğa Sporları

Mardin’in kuzeyindeki tepelerin eteklerinde bulunan üzüm, badem ve çeşitli meyvelerin yetiştirildiği Zınnar Bağları ile Midyat ve Nusaybin İlçeleri arasındaki Beyazsu Çayı ve çevresi doğa ve dağ yürüyüşü yapabileceğiniz yerlerdir. Bölgedeki kamp alanları Beyazsu, Karasu (Nusaybin-Midyat), Gurs Şelaleleri (Kızıltepe), Zınnar Bağları, Meyve Bahçeleri (Savur) ve Yeşilli Vadisi’dir.

Av severler ise Mazıdağı İlçesi’ndeki av alanlarında bu zevki tadabilir, tilki, tavşan, çulluk, yaban ördeği avına çıkabilirler. Elbette avcılık belgesi gerekmektedir. Av sezonunda avlanabilecek hayvanlar, av yasağının olduğu dönemler, av kuralları Orman Ve Su İşleri Bakanlığı internet sayfasından öğrenilebilir.

Yamaç Paraşütü

Çözün süreci ile birlikte Mardin’in yıllardır keşfedilmeyi bekleyen dağlık alanları yamaç paraşütüne ilgi duyanların uğrak yeri olmuştur. Mardin’in yamaç paraşütü için gerekli olan şartları taşıdığını söyleyen sporcular bu aktivite için Yeşilli ilçesinin yüksek kesimlerini tavsiye etmektedirler.

Turistik ve coğrafi açıdan oldukça dikkat çekici olan Mardin artık yamaç paraşütü yapmak isteyenlere de fırsatlar sunmakta, yöreyi kuşbakışı seyretmenin heyecanını yaşatmaktadır.

Mardin’den Ne Alınır?

Mardin Midyat’tan bıttim (defne)sabunu ve telkari işi takılar, ayna ve tepsiler, tespihler satın alabilirsiniz. Ayrıca yörenin beyaz üzümünden elde edilen pekmez, salata ve yemeklerde kullanılan ve yörede yetişen sumak, badem şekeri, ekmek hamurundan yapılan peksimet, üzüm suyundan yapılan cevizli sucuk satın alabileceğiniz Mardin’e özel tatlardan birkaçıdır.

Kavak ve gürgen ağacından el işçiliği ile üretilen takunya ve bakırcı ustalarının ellerinde şekil bulan bakır kahve fincanları, cezveler ve şekerlikler sevdiklerinize alabileceğiniz hediyelik eşyalar arasındadır.

Mardin’de Ne Yenir?

Mardin Mutfağı, farklı medeniyet ve toplulukların etkileriyle çeşitlenmiş, zenginleşmiştir. Yöreye özgü baharatlarla tatlandırılan, bin yılların, başka başka inançların izlerini taşıyan yemekleri tatmak da size kalıyor. Lebeniye, Kelle paça, Çorten gibi çorbalar, Çiğ köfte, Etli ekmek, Sembusek, Kibe, Bumbar Dolması, Kaburga gibi etli yemekler, Kliçe ve Zerde gibi tatlılar yöresel lezzetlerdendir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir