Kapat
Ahlat Gezilecek Tarihi Yerler

Bitlis.. Yeşillikler içinde bir şerit oluşturan vadi, onu kuşatan çıplak tepeler, vadi boyunca uzanan toprak damlı taş evler ve arkada yükselen görkemli kale.. Kalenin eteğinde dar ve dolambaçlı sokaklar..

Eski bir yerleşim merkezi olan şehir, Doğu Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan yol üzerinde yer alıyor. Kentin batısında bu tarihsel yolu denetleyen görkemli kale yükselir. Bitlis Çayı Vadisi’ni dolduran bir lav akıntısının yarılmasıyla oluşmuş düzlükler üzerinde şehrin mahalleleri kurulmuş. Tarih boyunca önemli bir merkez rolü oynayan kentin 19. yy.’da 30 bin dolaylarında nüfusa sahip olduğu tahmin ediliyor. O dönemlerde Bitlis, dere boyunca sıralanan değirmenler, siyah sahtiyan yapımıyla ünlü tabakhaneler, tütün, kök boya imalathaneleri ile meşhurdu. Yüzyıllar boyu hep canlı olan şehir, Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki düşman işgalleri ve Ermeni komitacılarının yol açtığı karışıklıklar sonucu sönükleşti ve bir süre kalkınamadı.

Bitlis’in tarih öncesi dönemlerine ilişkin detaylı bilgiler bulunmasa da, bölgeye ilk yerleşimlerin M.Ö. 1000’lerde Urartularla başladığı düşünülmektedir. Şehirde Pers, Seleukos, Roma, Sasani, Arap hakimiyetleri ve Bizans etkisi görülmüştür. Bölge toprakları sık sık el değiştirmiştir. Bizans döneminden sonra da Mervaniler, Dilmaçoğulları, Eyyubiler ve Akkoyunlular yörede varlık göstermiş, en sonunda kent Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

Bitlis Hakkında Bilgi

Bitlis’te gezilecek yerler listesine gelmeden önce şehir hakkında merak edilen birkaç kısa bilgiyi aktarmak istiyoruz.

Bitlis İsmi Nereden Geliyor?

Bitlis adının kaynağıyla ilgili pek çok rivayet olsa da, tarihçilerin özellikle üzerinde fikir birliği yaptığı bir hikayesi vardır. Büyük İskender doğu seferine çıktığında, alnının her iki tarafında bulunan ve kendisini rahatsız eden boynuz şeklindeki iki et parçasını yok edecek bir çare de aramaktaymış. Kösür Çayı’nın kaynağında günlerce yüzünü yıkayan İskender sonunda bu sıkıntısından kurtulmuş. Komutanlarından Bedlis’e burayı ölümsüzleştirmek için kimsenin yıkamayacağı bir kale inşa etmesini emretmiş. Hindistan seferinden dönen İskender şehre tekrar girdiğinde muazzam bir kale ile karşılaşmış. Bedlis’ten kalenin anahtarlarını kendisine teslim etmesini istemiş. Bedlis bir kaleye bakmış bir de İskender’e… Büyük İskender tabii bu tavırlardan işkillenmiş.. “Hayırdır Bedlis!” demiş.. Bedlis, kaleyi teslim etmeyeceğini ve gerekirse savaşa da hazır olduğunu söyleyince Büyük İskender’in kan beynine vurmuş. Vurmuş da ne olmuş? İki ordu arasında çıkan çarpışma, Büyük İskender’in geri çekilmesiyle sonuçlanmış. Bedlis bu durumu görünce İskender’in önünde diz çökerek “Ey büyük fatih” demiş, “Benim savaşma sebebim senin bana verdiğin emri yerine getirmek içindi. Sen benden kimsenin alamayacağı bir kale inşa etmemi istedin, ben de emrini yerine getirdim. En büyük fatih bile bu kaleyi alamıyorsa, vazifemi hakkıyla ifa etmişim demektir. Şimdi her türlü cezaya razıyım” demiş. İskender ise komutanını ödüllendirmek için kaleyi ona bırakmış ve o günden beri şehrin adı Bedlis olarak söylenegelmiş. “Vay be…” diyor, yazımıza devam ediyoruz..

Bitlis Tarihi

Bitlis’te 5 Minare Nerede?

Türkülere konu olan “Bitlis’te 5 minare” hikayesi birçok kimse tarafından merak edilen bir konu. Hatta şehirde 5 minareli cami arayanlar bile varmış. Google Haritalar uygulamasında aratın, konumu bile var. Ama aslında böyle bir cami yok. Bitlis’te günümüzde yapılan bazı modern camilere bu hikayeye atfen ‘Beşminare Camii’ ismi verilmiş. Hatta şehirde ‘Beşminare’ ismini kullanan kafeler, restoranlar, parklar ve daha pek çok yer var. Dolayısı ile kafa karışıklığı olabilir. İşin özü şu ki ‘Bitlis’te 5 minare’ efsanesinde sözü edilen 5 minare tek bir camiye yani tek bir mekana ait değil. Hepsi farklı yerler. Bu yüzden Bitlis’e giderseniz beş minaresi olan bir cami aramayın. ツ

Peki nedir bu 5 minare olayının aslı? Konuya şöyle açıklık getirelim;

1916’daki Rus işgali sırasında Bitlis’ten kaçan bir baba-oğul, savaş sonrası şehre geri dönerler. Şehrin girişindeki tepeye geldiklerinde baba oğlunu şehre gönderir. Oğlu geri döndüğünde şehirde her yerin yıkılıp virane olduğunu, kimsenin canlı kalmadığını, sadece beş tane minarenin ayakta olduğunu söyleyince, baba büyük bir üzüntüyle yere çöker ve ağıt yakar;

“Bitlis’te beş minare beri gel oğlan beri gel,
Yüreğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel.”

Hikayede geçen 5 minareden 4’ü Şerefiye Camisi, Ulu Cami, Gökmeydan Camisi ve Meydan Camisi’ne ait. 5. caminin hangisi olduğu ise bilinmiyor.

Bitlis Beş Minare

Bitlis’te gezilmesi görülmesi gereken tarihi ve turistik yerler listemize bu 4 camiyi ilk sıraya alarak başlayalım.

Bitlis Ulu Cami

Bitlis şehir merkezinde bulunan Ulu Cami, Mervanoğulları’ndan Ebul Muzaffer Muhammed tarafından 1153 yılında yaptırılmıştır.

Üç sahın, beş bölümden oluşan caminin mihrap önü kubbesi dışarıdan konik biçimindedir. Kuzeyden iç kapıyla ulaşılan cami kesme taşlardan inşa edilmiş, çatısı toprak damla örtülmüştür. Dikdörtgen biçimli pencerelerle aydınlatılan caminin iç mekanı oldukça sade ve bezemesizdir. Camiden 10 metre uzakta, kuzeydoğu köşesindeki silindirik gövdeli minaresinin üzerinde kuşaklar ve profiller yer almaktadır.

Bitlis Gezilecek Yerler

Bitlis Şerefiye Camii ve Şerefiye Külliyesi

Bitlis çarşı içinde bulunan Şerefiye Cami ve Külliyesi 16. yy’da, Bitlis’in ileri gelen ailelerinden Şeref Hanların bir üyesi olan IV. Şeref Han tarafından 1529’da yaptırılmıştır. Külliye cami, imarethane, hamam, medrese ve Şeref Han Türbesi’nden meydana gelmektedir.

Kırmızı kesme taştan yapılmış olan cami dikdörtgen planlıdır. Cami kuzeydoğudan doğuya doğru L şeklinde bir plan çizmektedir. Caminin 5 bölümden oluşan son cemaat yerinde sivri kemerli payandalar, payandalar arasında da dikdörtgen başlıklı yuvarlak sütunlar yer almaktadır. Son cemaat yerinden ibadet alanına iki sade kapıdan ulaşılır. İbadet mekanı pandantifli kubbe ile örtülmüştür. Kubbeyi beş kalın paye taşımaktadır. İbadet mekanının dışında kalan bölümler ise tonozlarla kapatılmış olup, caminin üst örtüsünü ise toprak dam oluşturmaktadır.

Caminin mihrabı tuğladan, minberi ise ahşaptandır ve dikkat çekici bir ağaç işçiliğine sahiptir.

Medrese, caminin doğusunda bulunur ve 1529 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bitlis’e özel kırmızı taştan inşa edilmiş medrese dikdörtgen şeklindedir. Doğuya bakan kısmı iki katlı olan medresenin ilk katı dükkanlara ayrılmıştır. Medrese girişinin karşısında tonozlu dershaneler, giriş ile dershaneler arasında medrese hücreleri, doğu yönünde dikdörtgen bir mekan ve kare planlı hücreler yer almaktadır. Medresenin üstü toprak örtü ile kapatılmıştır.

İmarethane dikdörtgen planlı olup cami ile birlikte inşa edilmiştir. Bina kaba bir işçilikle yontma taştan yapılmıştır. İmaretin içerisindeki dört eyvanın her köşesinde beşik tonozlu hücreler vardır. Eyvanlardan biri diğerlerinden daha yüksektir ve içinde sel sebil ile havuz yer almaktadır.

IV. Şeref Han Türbesi ise caminin giriş kapısının yanında bulunuyor. 1533 yılında yaptırılan türbe kesme taşlardan oluşmaktadır. Sekizgen görünümlü türbenin alt kısmı kare planlıdır. Yapının alt kısmında mumyalık, üst kısmında sanduka yer almaktadır. Toplam altı sandukanın bulunduğu türbenin sağında yer alan sanduka IV. Şeref Han’a aittir.

Hamam, Şerefiye Külliyesi’nin bir parçasıdır ve Hatuniye Caddesi’nde bulunur. Hamamın soyunma kısmının doğusundan ılıklık bölümüne geçilir. Hamamın bir özelliği de soyunma kısmının bir bölümüne beşik tonozlu bir eyvan yapılmış, kıble duvarına da bir mihrap yerleştirilerek bir mescit oluşturulmasıdır. Hamamın doğusunda ise dört eyvan ve hücrelerden oluşan sıcaklık bölümü yer almaktadır.

Bitlis Gökmeydan Cami

Gökmeydan Cami, Bitlis merkezindeki Gökmeydan Mahallesi’nde bulunmaktadır. Kitabesinde yapılış tarihinin 1801 yılı olduğu yazsa da bunun aslında caminin onarım tarihi olduğu düşünülmektedir.

L şeklinde bir plana sahip olan cami iki katlıdır. Alt katın medrese ve zaviye olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. İkinci kat ise ibadete ayrılmıştır ve mekana doğuda yer alan merdivenlerle ulaşılmaktadır. Sekiz bölüme ayrılmış olan ibadet alanının üzeri küçük kubbelerle örtülmüştür.

Dört pencere ile aydınlatılan iç mekan oldukça sadedir. Mihrap duvarı 19. yy. özelliklerini gösteren bezemelerle hareketlendirilmiştir. Yapının güneybatı köşesinde, camiden bağımsız olan minarenin yapılış tarihi 1924 yılıdır. Kare bir kaide üzerinde yükselen minarenin gövdesi ise silindirik yapıdadır.

Bitlis Gökmeydan Cami

Bitlis Meydan Cami ve Meydan Cami Minaresi

Başlığı ‘cami’ ve ‘minare’ olarak ikiye ayırmamızın sebebi şu an burada görülen caminin, yanındaki minareden sonra yapılmış olmasından dolayıdır. Meydan Camii minaresi, türkülere konu olan 5 minareden biridir. Kesme taş mimarisi ile yapılan bu minare uzun yıllar camisiz olarak, bakımsız bir şekilde yalnızlığa terk edilmişti. Bu sebeple minarenin bir diğer adı da “Camisiz minare” olarak biliniyor. Bitlis şehrinin göbeğindeki tarihi bir eserin bu şekilde sahipsiz bırakılması 2003 yılına kadar sürmüştü. Bu tarihten sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Bitlis halkının öncülüğünde minarenin tadilatı yapıldı ve yanına yeni bir cami inşa edildi.

Bitlis Meydan Cami Minaresi

Bitlis Hacı Yusufiye Medresesi

Bitlis merkezde bulunan Yusufiye Medresesi’nin kitabesi mevcut olmadığından yapıyı kimin, ne zaman yaptırdığı hakkında bir bilgi edinilememiştir. Düzgün olmayan dikdörtgen şeklindeki yapı yüksek duvarlar ile çevrilidir. Medrese kesme taştan yapılmıştır. İki sütunlu, üç kemerli revakın arkasında dershane görevi gördüğü düşünülen dört medrese hücresi yer almaktadır. Hücreler birer pencere ile aydınlatılmaktadır. Medresenin üst örtüsü toprak damdır. Dershane hücresinin üstü ise konik taş külahla örtülüdür.

Bitlis Tarihi Yerler

Bitlis İhlasiye Medresesi

Bitlis Gökmeydan Mahallesi’nde bulanan İhlasiye Medresesi 1589 yılına tarihlenmektedir. Medrese dikdörtgen plan üzerine inşa edilmiş olmasına rağmen kuzey bölümde yer alan bir çıkıntı nedeniyle T plan şeklini almıştır.

Kesme taştan inşa edilen medresenin güneyine yerleştirilen payandalarla yapıya kale görüntüsü verilmiştir. Giriş kapısı medrese duvarlarından daha yüksektir ve bu anıtsal kapı bordürlerle, geometrik şekillerle süslenmiştir. Medresenin köşe kuleleri ile giriş kapısı arasındaki ikişer pencere ve dışa doğru çıkıntılı yarım piramidal kuleler güney cephesini oldukça gösterişli kılmıştır. Buna karşılık diğer cepheler daha sadedir.

Giriş kapısından beşik tonozlu eyvana, oradan da orta mekana geçilmektedir. Orta mekanın doğu ve batısında yan mekanlar yer almaktadır. Orta mekan sekizgen kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin her tarafına yuvarlak pencereler yerleştirilmiştir. Üst örtüsü toprak damla örtülü olan medresenin bahçesinde Şeref Han oğullarından Veli Şemseddin’e, Ziyaeddin Han’a ve II. Şeref Han’a ait türbeler ile onların yanında Üç Bacılar türbesi bulunmaktadır.

Bitlis turistik yerler listenize İhlasiye Medresesi ve Külliyesi’ni de eklemeyi unutmayın.

Bitlis Kalesi

Bitlis Kalesi, kente adını da veren Büyük İskender’in komutanı Leys Bedlis tarafından yaptırılmıştır (M.Ö. 312). Yazının girişinde kaleyle ilgili daha detaylı bilgi vermiştik. Kale günümüzde tam olarak gezilebilir durumda değil. Bu nedenle beklentinizi yüksek tutmayın. Kaleyi Bitlis gezilecek yerler listesine almamızın sebebi sahip olduğu harika Bitlis manzarası. Özellikle yaz aylarında Bitlis’e uğrarsanız, sabahın erken saatlerinde ya da akşama doğru serin bir zamanda kalenin zirvesine çıkarak şehir manzarasını izleyebilirsiniz.

Bitlis Gezilecek Yerler Listesi

Süphan Dağı

Bir dağ suya yansıyınca ne kadar güzel görünebilirse, o kadar güzel görünür Süphan.. Hani çocuklar resim defterlerine dağ çizer ya.. Öyle güzel.. Çiçeklerle örtülü, dümdüz bir yeşillik düşünün.. Yeşilliğin ortasında mavi bir göl.. Gölün arkasında yükselen, zirvesi bembeyaz bir dağ..

Ülkemizin en büyük üçüncü dağı olan Süphan Dağı sönmüş bir volkandır. Eğer doğa sporlarına ilginiz varsa Aygır Gölü rotasını tercih ederek bu dağın zirvesine tırmanabilirsiniz. 1959 yılında gizli nükleer araştırma evrakları taşıyan bir İngiliz kargo uçağı Süphan Dağı’na düşmüş. Parçaları hala mevcut. Yol üzerinde karşınıza çıkacak bu uçak enkazı bir çeşit ziyaret yeri olmuş. 4058 metre yükseklikte olan Süphan Dağı zirvesinden açık havalarda Van ve Ağrı şehir merkezleri görülebilir.

Süphan Dağı, çok bilinmese de “Hace ve Siyabent” isimli aşıkların öyküsünü anlatan bir efsaneye de ev sahipliği yapar. Ayrıca bazı türkülerimize de adını vermiştir.

Süphan dağının eteği.. Eteği güller biteği..
Aney can kurbanın olam.. Yarim baldır ben peteği..

A ceylanım beri maralım.. Kaşı karalım Süphan dağlım..

Ben bu dağın maralıyam.. Avcı vurmuş yaralıyam..
Bal yarimden ayrı düştüm.. Ben bir bahtı karalıyam..

A ceylanım beri maralım.. Kaşı karalım Süphan dağlım..

Süphan Dağı ve Van Gölü

Bitlis Nemrut Dağı

Bitlis il sınırları içinde bulunan volkanik bir dağdır Nemrut Dağı… Sönmüş genç bir yanardağ olan Nemrut’un zirvesi şiddetli patlamalar sonucu sivriliğini kaybetmiş ve bu alanda bir krater meydana gelmiştir. Yeniden patlar mı? “Hiç belli olmaz?” diyor uzmanlar. Siz yine de Tatvan Nemrut Dağı’na giderken eş dosttan bir helallik isteyin. 🙂

Yaklaşık 3 bin metre rakımlı Nemrut, üzerinde bulunan Nemrut Krater Gölü ve batısında yer alan Van Gölü nedeni ile yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir.

Bitlis’te gezilecek doğal yerler listemize Bitlis gölleri ile devam edelim.

Nemrut Krater Gölü

Bitlis’te gezilecek doğal yerlerin en güzeli diyebileceğimiz Nemrut Krater Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki en genç yanardağ olma özelliğini taşıyan Nemrut Dağı’nın krater alanında bulunmaktadır.

Nemrut Krater Gölü Nerede?
Bitlis’in Tatvan ilçesi sınırlarında yer alan Nemrut Gölü’nün konumunu buraya ekleyelim.

Nemrut volkanik dağının patlaması sonucu oluşan bu krater gölü, kendi türünde dünyanın en büyüklerinden biridir. Gölün durgun suları, gölde yüzmeye ve kayıkla gezmeye de olanak sağlıyor. Krater gölünün suları tatlı ve soğuktur. Bu bölgede Nemrut Krater Gölü dışında 1,2 km² yüz ölçümlü Ilık Göl ile yağmur ve kar sularıyla beslenen üç küçük göl daha vardır. Ilık Göl’ün kıyısında sıcak su kaynakları bulunmaktadır. Suyun sıcaklığının kışın 40°C, yazın ise 60°C olduğu belirtiliyor.

Doğası ve görselliği ile yaz aylarında çok sayıda yerli ve yabancı turistin akınına uğrayan Nemrut Krater Gölü’ne Ahlat’tan özel taksi ve minibüslerle ulaşılabilmektedir.

Bitlis Gezilecek Doğal Yerler

Van Gölü

Bir zamanlar Van Gölü Canavarı efsanesi ile adını sıkça duyduğumuz Van Gölü, Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise en derin göllerinden biridir. 3.713 km²’lik bu devasa göl, Nemrut yanardağının patlamaları sonucunda meydana gelen çöküntülerle oluşmuş volkanik bir set gölüdür. Doğaseverler için eşsiz manzaralar sunan Van Gölü ayrıca güzel plajlara ve sahillere de sahip. Ahlat, Adilcevaz ve Tatvan sahilleri Van Gölü’nde yüzülebilecek yerlerin başında geliyor.

Arin Gölü (Sodalı Göl)

Kuş cenneti olarak bilinen Arin Gölü, ‘Ulusal Öneme Haiz Sulak Alanlar’ımızdan biridir. Van’ın Erciş ve Bitlis’in Adilcevaz ilçeleri ortasında bulunan Arin Gölü, Süphan Dağı’nın eteklerinde yer alıyor. 1650 metre rakımdaki bu göl 200 civarında kuşa da ev sahipliği yapmaktadır. Süphan Dağı’nda bulunan sodyum kaynakları akarsularla göle taşındığından dolayı göl suları sodalıdır. Bu nedenle burası Sodalı Göl olarak da bilinir.

Sodalı Göl

Nazik Gölü

Ahlat ilçesinde bulunan göl, ilçe merkezine 30 km. mesafede olup, Van Gölü’ne 25 km. uzaklıkta yer alıyor. Aynalı sazan ve inci kefali ile meşhur olmuş Nazik Gölü, balık avı için bulunmaz bir fırsattır. 40 km² alana yayılmış olan gölün derinliğinin ise 40-50 metre aralığında olduğu bilinmektedir. Nazik Gölü kış aylarında tamamen donarak bembeyaz bir görüntü sergiliyor. Bu görüntüsü zaman zaman sosyal medyanın ve haber sayfalarının konusu olmaktadır.

Aygır Gölü

Tektonik oluşumlu Aygır Gölü, Adilcevaz ilçesi sınırları içinde yer alan bir volkanik set gölüdür. İlçe merkezine 8 km. kadar uzaklıkta olup, şehir merkezine 130 km. mesafededir. Yaklaşık 1970 metre rakımda bulunan Aygır Gölü alabalığıyla, plajı ve bungalov evleri ile meşhurdur.

Bitlis Tarihi Taş Evleri

Büyük şehirlerin güneşi kapatan beton yığınlarına inat, yatay medeniyetimizin bir güzel örneğidir Bitlis taş evleri.. İç içe sıralanmış köy evleri birlikteliğin, komşuluğun, huzurun resmini çiziyor. Nasıl anlatsak bilemiyoruz ki; bir masal kitabının içindeki resim sayfası gibi adeta.. İyi bir fotoğrafçı olduğunuzu düşünüyorsanız ve arşivinizde Bitlis taş evleri yoksa, arşiviniz henüz çok eksik demektir.

Başta Hizan ilçesine bağlı köyler olmak üzere, Bitlis merkez ve diğer ilçelere dağılım gösteren Bitlis Tarihi Taş Evleri mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Bitlis Tarihi Taş Evleri

Bitlis Çarşısı

Burası şehir merkezinde, Bitlis Kalesi’nin hemen alt kısmında bulunan ve eski medeniyetlerin en büyük pazar yerlerinden biri olan tarihi çarşıdır. Öyle ki Evliye Çelebi bu çarşıdan “20 bin dükkanlı çarşı” olarak söz etmiştir. Yöresel ürünler, hediyelik eşyalar, kıyafetler, bal, reçel gibi birçok gıdanın da satıldığı çarşıda restoran ve butik çay evleri de bulunuyor. Bitlis’e geldiğinizde buraya da uğramanızı tavsiye ederiz. Bitlis Çarşısı, Kazım Dirik Caddesi’nde bulunuyor.

Bitlis Merkez

Ahlat

Süphan ve Nemrut dağlarının harika manzarasına sahip, Van Gölü kıyısına kurulmuş güzel bir şehirdir Ahlat.. Bitlis’in doğal güzellikler bakımından en zengin ilçelerinden, Türk-İslam tarihinin ise en önemli merkezlerinden biridir. Şahlar Dönemi’nde yaklaşık 300 bin nüfusa sahip olan Ahlat, medreselerinde yetiştirdiği alim ve bilim adamlarını dünyanın dört bir yanına göndererek Kubbet’ül İslam unvanını almıştır. Ahlat’ta gezilecek yerler listesi için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.

AHLAT GEZİLECEK YERLER (TIKLAYIN)

Ahlat Tarihi Camiler ve Kümbetler

Tatvan

Bitlis’e kadar gelip de Tatvan’a uğramamak olmaz. Zira Tatvan, nüfus ve yüz ölçümü bakımından il merkezinden daha büyük ve daha gelişmiştir. Van Gölü kıyısına kurulmuş Tatvan şehir merkezi, tarihi İran tren yolunun da (Transasya Ekspresi) uğrak yerlerinden biridir. Bununla beraber Rahva Kervansarayı, El Aman Hanı, Kalekıran Kalesi, Urartu Kaya Mezarı, Tatvan Tuğ Kilisesi, St. George Manastırı Tatvan’ın kesinlikle görülmesi gereken tarihi ve turistik yerleridir.

Bitlis’te Gezebileceğiniz Diğer Yerler;

Bitlis’te gezilecek tarihi ve doğal yerler listesi oldukça kalabalık. Fakat yazımızı çok da fazla uzatıp sıkıcı hale getirmek istemiyoruz. Bu nedenle Bitlis’in gezilecek diğer yerlerini kısaca listeledik. Sona kalmış olsalar da, bu mekanların da hepsi birbirinden değerli.

  • Bitlis Etnografya Müzesi
  • Bitlis Rahva Kayak Merkez
  • Çirtkaya Kayak Merkezi
  • Nemrut Kayak Merkezi
  • Ahlat Serinbayır Kayak Merkezi
  • Küfrevi Türbesi
  • Şeyh Babo Türbesi (Üryan Baba)
  • Adilcevaz Tuğrul Bey (Zal Paşa) Cami
  • Tatvan Kalesi
  • Hatuniye Hanı
  • Papşin (Hüsrev Paşa) Hanı
  • Narlıdere Köprüsü
  • Adilcevaz Kef Kalesi
  • Mucizeler Manastırı
  • Aghperig Manastırı

Bitlis Termal Kaplıcaları & Şifalı Suları

Pek bilinmese de Bitlis, kış turizminde önemli yeri olan zengin şifalı sulara sahiptir. İl toprakları fay hattı üzerinde bulunduğundan kaplıca alanları da oldukça fazladır. Özellikle kış aylarında Bitlis’e yolunuz düşerse kaplıca sularına girmeden dönmeyin. Fakat şunu belirtelim ki bölge kaplıca suyu bakımından oldukça zengin olmasına rağmen tesis bakımından oldukça zayıf kalmıştır. Gerek belediyeler, gerekse özel işletmeler kaplıcaların verimli kullanımı açısından pek çalışma yapmamış.

Bitlis şifalı sular listesini sıralayacak olursak;

# Güroymak – Çukur Kaplıcaları: Güroymak ilçesi, Budaklı Köyü’nde bulunan Güroymak (Çukur) Kaplıcası bölgenin en bilinen kaplıcalarından biridir. Sıcak ve soğuk kaplıcaları ile yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çeken kaplıca şeker, romatizma, bel ağrısı ve cilt hastalıklarına alternatif tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır.

# Ilıcak Germap Kaplıcası: Bitlis’in Ilıcak Köyü’ndeki Ilıcak (Germap) Kaplıcası ise il merkezine 26 km. uzaklıkta bulunuyor. Sıcaklığı 44°C olan kaynak suyu küçük bir havuzdan çıkartılıp diğer bir havuza aktarılıyor. Suyun bazı deri hastalıklarına ve iltihaplı eklem rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

# Nemrut Dağı Kaplıcası: Nemrut Dağı kraterindeki bir kaynaktan çıkan ve sıcaklığı 60°C olan Nemrut Dağı Kaplıca suyunun romatizma ve deri hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.

Bölgedeki Diğer Kaplıcalar;

  • Acısu Kaplıcaları
  • Alemdar Kaplıcası
  • Köprüaltı Kaplıcası
  • Küçük Kaplıcası
  • Değirmen Kaplıcası
  • Yılan Dirilten Kaplıcası
  • Yamacı Suyu (Yamaç Suyu) Kaplıcası

Bitlis Termal Sular

Bitlis’teki Geleneksel Festivaller ve Şenlikler

Ülkemizin hemen her bölgesinde geleneksel olarak o yörenin kültünü ve geleneklerini anlatan şenlikler düzenlenir. Bitlis ilimizde de bazı festival ve şenlikler her yıl geleneksel olarak düzenleniyor. Bunlardan en önemlileri Nemrut Yayla Şenlikleri ve Adilcevaz Festivali’dir.

#  Nemrut Yayla Şenlikleri

Ulusal bir niteliğe sahip olan Nemrut Yayla Şenlikleri, Temmuz ayının ortalarında gerçekleştirilmektedir. Tatvan Kaymakamlığı ve Tatvan Belediyesi tarafından düzenlenen şenliğin amacı Nemrut Dağı’nın tanıtımı yapmak ve bölge insanlarını kaynaştırmaktır.

Şenlikte halk oyunları gösterileri, konserler, Nemrut Krater Gölü’nde yüzme ve yelken yarışları düzenlenmektedir.

# Adilcevaz Ceviz Festivali ve Kültür Etkinlikleri

Bu festival her yıl Ekim ayının ilk haftası kutlanmaktadır. Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde gerçekleştirilen festivalde ceviz yetiştiriciliği ve ceviz reçeli yapımı hakkında etkinlikler düzenlenir. Festivalin amacı ilçenin güzelliklerini tanıtmak ve ilçe ekonomisini canlandırmaktır.

Bunların yanı sıra ilde Ağustos ayının son haftası Ahlat’ın tarih ve kültürünü tanıtan Ahlat Kültür Haftası, Haziran-Temmuz ayları arasında ise Tatvan Doğu Anadolu Fuarı – Kültür ve Sanat Festivali yapılmaktadır.

Bitlis Şenlikleri

Bitlis’in Neyi Meşhur? Bitlis’ten Ne Alınır?

Bu sorunun cevabını en kısa yoldan bulmak için Bitlis Çarşısı’na uğramanız yeterli olacaktır. Çarşıda yöresel ürünler satan butik dükkanlar bulunuyor. Bununla birlikte Bitlis mutfağı oldukça zengin bir yemek kültürüne sahiptir. Kentte et önemli bir yemek malzemesidir ve bekletilmeden kullanılır. Bitlis’in en ünlü yemeği (iç organları alınmış şekilde bütün bir kuzu ya da oğlak) Büryan Kebabı’dır. Yapımına gece başlanan ve sabaha kadar süren “Avşor” ise kahvaltıda yenen sulu bir yemektir.

Öyle çok yemek çeşidi var ki Bitlis’te.. Bazılarını sizin için sıralayalım;

  • Murtuğa
  • Lahanalı Muşki Çorbası
  • Katıklı Dolma ve Yalancı Dolma
  • Şirin Kayganak
  • Ciğer Taplaması
  • Halise
  • Soğan Köftesi
  • Pıçoç
  • Halim Aşı ve Yarma Aşı
  • Bezirgan Çorbası
  • Kengerli Pilav

Bu ve bunun gibi daha nice lezzetli yemekler.. İyisi mi siz Bitlis’e hem gezmek, hem de nefis yemeklerinin tadına bakmak için gidin.

BİTLİS ŞEHİR REHBERİ (TIKLAYIN)

Bitlis Mutfağı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir